Şok Tipleri Akıl Kartı

0
9259

Şok,  dolaşım yetmezliği sonucunda dokulara gerekli olan oksijenin ve besin maddelerinin taşımaması durumu olarak tanımlanmaktadır. Bunun sonucunda genel hipoksemi, hipoksi ve doku hasarı sonrasında ölüm görülebilmektedir. Çok değişik nedenlerle perfüzyon bozukluğu oluşabilmekte ve buna bağlı şok tabloları görülebilmektedir. Agresif tedaviye rağmen  mortalite yüksek seyretmektedir. Septik şoktaki hastaların %30‐45’i , kardiyojenik şoktakilerin %60‐90’ı  1 ay içinde ölmektedir.

blank

  1. Hipovolomik Şok
  2. Obstrüktif Şok
  3. Dağılımsal Şok
  4. Kardiyojenik Şok
    blank

blank

Dolaşım sisteminin temel fonksiyonu periferik dokulara yeterli oksijen ve besin maddeleri sağlamak ve oluşan metabolik artıkları dokudan uzaklaştırmaktır. Bir organa oksijen ve besin sunumunu belirleyen en önemli faktör organın kanlanmasıdır. Kanlanmayı belirleyen en önemli faktörler ise sistemik arter basıncı, o organın damarlarının direnci ve organın içindeki besleyici kapiller damar sisteminin açıklığıdır. Arteriyel kan basıncı, kalp debisi ve sistemik vasküler dirence bağlıdır. Damar direnci damarın çapı, kanın viskozitesi, organı besleyen arteriyel sistemin boyu ve kesit alanı ile orantılıdır. Kesit alanı damar direncinin belirlenmesinde çok önemlidir, çünkü damar direnci damar yarıçapının dördüncü kuvveti ile ters orantılıdır. Damarın yarıçapı ise damar düz kasının tonusu ile düzenlenir. Damar düz kasının tonusu da dolaşımdaki humoral faktörler, myojenik faktörler yani lokal metabolik faktörler ve başlıca sempatoadrenal sistem tarafından modüle edilir.

blank

Tüm şoklarda altta yatan temel patofizyoloji, yetersiz doku oksijen tüketimi ve buna bağlı olarak hücre metabolizmasında ağır bozukluk gelişmesidir.  Şok tablosunda ya dokulara oksijen ve besin sunumu yetersizdir ya da oksijen ve besinlerin vücutta dağılımı bozulmuştur. Şoku klinik olarak şekillendiren mekanizmalarda patofizyolojik yönden kardiyovasküler sistemin üç önemli komponenti rol oynamaktadır. Bunlar damar tonusu, kan hacmi ve kalbin gücüdür. Dolaşım şoku genellikle hipodinamik şok şeklinde gelişir. Buna karşın septik şoku olan hastaların çoğunda başlangıçta hiperdinamik şoka rastlanırken, genellikle kompanzasyonun yapılamadığı geç dönemde hipodinamik şok gelişir.
Genel olarak şok fizyopatolojisinin anlaşılmasında hipovolemik şok modeldir. Hipodinamik şok dokuların perfüzyonunu akut olarak azaltarak bilinç bozukluğu, idrar miktarında azalma, soğuk ve nemli ekstremiteler ve periferik nabızlarda zayıflama gibi son-organ kanlanma yetmezliğinin klinik bulgularının ortaya çıkmasına yol açar. Kalp debisinde artma, sistemik vazodilatasyon, vasküler tonusta progressif azalma, kan akımının dağılımında bozukluk ve hipotansiyon ile seyreden septik şokta da hiperdinamik şoka karşın aynı klinik bulgular görülür. Ancak septik şokta hipodinamik şoktan farklı olarak periferik vazodilatasyon nedeni ile ekstremiteler genellikle sıcaktır. Neden ne olursa olsun hücreye giren oksijen miktarı sunum azalması ve talep düzensizliği gibi nedenler ile azalır ve özellikle anaerobik metabolizma sonucu oluşan maddeler birikmeye başlar. Dolayısı ile organizma bazı kompanzasyon mekanizmalarını harekete geçirerek mevcut durumu kompanze etmeye çalışır. Bu nedenle şok gelişimi basit olarak kompanze, dekompanze ve irreversibl dönemler olmak üzere üç dönemde incelenebilir.

blank

Şok Evreleri

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu yazınız!
Lütfen isminizi buraya giriniz