Aşırı Hidrasyon (Su Toksitesi)

0
76

Su toksisitesi, farklı nedenlerle gelişebilen bir durumdur. Ancak tanı koymak zordur çünkü belirtileri genellikle belirsizdir ve psikiyatrik hastalıkları taklit edebilir. Hastalarda bilinç bulanıklığı, yönelim bozukluğu, kafa karışıklığı, bulantı ve kusma gibi şikayetler görülebilir. Bu belirtiler farklı hastalıklarla karıştırılabileceği için su toksisitesi başlangıçta yanlış tanı alabilir. Tedavi edilmezse nöbet, koma ve ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle erken tanı hayati öneme sahiptir. Bu yazıda su toksisitesinin nasıl değerlendirileceği ve tedavi edileceği anlatılmakta, ayrıca bu hastaların bakımında sağlık ekibinin birlikte çalışmasının önemi vurgulanmaktadır.

Normal koşullarda su toksisitesi nadiren görülür, çünkü vücut su dengesini oldukça hassas bir şekilde düzenler. Ancak bazı durumlarda aşırı su tüketimi su toksisitesine yol açabilir:

  • Egzersiz: Uzun süreli egzersiz sonrasında sadece su içmek, kaybedilen elektrolitleri yerine koymadan vücuda su yüklenmesine neden olur ve bu durum su toksisitesine neden olabilir.
  • Psikojenik polidipsi: Kişinin sürekli susuzluk hissi duyması sonucu, ihtiyacının çok üzerinde su tüketmesi.
  • Zorla su içirilmesi: Cezaevinde işkence amacıyla ya da su içme yarışmaları gibi ekstrem durumlarda aşırı su alımı.
  • Yüksek ADH düzeylerinde su alımı: Örneğin, gastroenterit gibi su kaybına yol açan hastalıklarda, vücut antidiüretik hormon (ADH) salgısını artırarak su tutmaya çalışır. Bu sırada fazla miktarda su içilmesi, vücudun suyu atamamasına ve toksisite gelişmesine neden olabilir.

Su zehirlenmesi (su toksisitesi), farklı klinik durumlarda ortaya çıkabilir. Nadir görülür ve genellikle yarışmalar ya da alkol zehirlenmesi ile ilişkilidir.

Hücrelerin içinde, dış ortama göre daha fazla çözünmüş madde bulunur. Su toksisitesinde, aşırı miktarda su içildiğinde bu su hücrelerin içine doğru geçer. Çünkü su, yoğunluğu fazla olan yani daha çok madde içeren bölgeye geçme eğilimindedir. Bu da hücrelerin içine fazla su dolmasına ve onların şişmesine yol açar.

Beyinde, nöronlar suyla şiştiğinde kafa içi basınç (intrakraniyal basınç – ICP) artar. Bu durum kişide kafa karışıklığı, halsizlik, baş ağrısı ve uyku hali gibi belirtilere neden olur. Kafa içi basınç çok arttığında ise kalp atışları yavaşlayabilir (bradikardi) ve tansiyon yükselebilir.

İlk başvuru belirtileri, psikozu taklit edebilir; bu durum sanrılar, halüsinasyonlar, kafa karışıklığı, yönelim bozukluğu ile birlikte saldırgan ve ajite bir tablo şeklinde görülebilir. Yetersiz tedavi veya tanıda gecikme, belirtilerin nöbet, deliryum ve komaya kadar ilerlemesine yol açabilir.

Tanı anamnez, muayene ve testlerle konur

  • Serum Sodyum Düzeyi (Na⁺): Tanı için en önemli testtir. Su toksitesinde hiponatremi (genellikle <135 mEq/L) görülür. Ciddiyet derecesine göre tedavi planı yapılır:
    • 130–134 mEq/L: Hafif
    • 125–129 mEq/L: Orta
    • <125 mEq/L: Ciddi
  • Serum Osmolalitesi: Normal değer: 275–295 mOsm/kg. Su toksitesinde genellikle düşüktür. Hipotonik hiponatremi tanısında yardımcıdır.

  • İdrar Osmolalitesi: Normal değer: 300–900 mOsm/kg. Su toksitesinde genellikle düşüktür (<100 mOsm/kg), çünkü böbrekler fazla suyu atmak için seyreltik idrar üretir. ADH (antidiüretik hormon) etkisini değerlendirmede yardımcıdır.
  • İdrar Sodyumu: Normal değer: 20–40 mEq/L. Su toksitesinde değişken olabilir.
    • ADH yüksekse idrar sodyumu da yüksek çıkabilir.
    • Primer polidipsi gibi durumlarda ise düşük olabilir.
  • Kan gazı: Özellikle semptomatik hastalarda asit-baz dengesi ve hipoksinin değerlendirilmesi önemlidir.
  • Elektrolit paneli: Hiponatremi ile birlikte diğer elektrolit dengesizlikleri (potasyum, klor, bikarbonat) değerlendirilebilir.
  •  Su Giriş–Çıkış Takibi: Günlük oral/IV sıvı alımı ve idrar-dışkı ile su kayıpları hesaplanır. Su dengesinin değerlendirilmesi için gereklidir.
  • Vücut Ağırlığı Takibi: Kısa sürede oluşan kilo artışı, sıvı retansiyonunun (tutulumunun) göstergesidir. Önceki ölçümlerle karşılaştırılarak su yüklenmesi belirlenebilir.

Gerekirse, altta yatan nedenin araştırılması için:

  • Tiroid fonksiyon testleri (TSH, sT4)
  • Kortizol düzeyi (Adrenal yetmezlik dışlanmalı)
  • Beyin görüntülemesi (nörolojik semptomlar varsa)

  • SIADH (Uygunsuz ADH Salınımı Sendromu)
  • Akut Hiponatremi
  • Psikojenik Polidipsi
  • Hipotiroidi
  • Adrenal Yetmezlik (Addison Hastalığı)
  • Akut ensefalopati nedenleri (nöbet, kafa travması, enfeksiyon)
  • Alkol Zehirlenmesi / Su-alkol ilişkili hiponatremi
  • Hiperglisemi (yalancı hiponatremi)

Klinik uygulamada, su toksisitesinde tedavi seçimini en çok etkileyen faktör hiponatremidir. Hidratasyon durumunun değerlendirilmesinde çeşitli yöntemler kullanılabilir:

  • Hidratasyon belirteçleri (osmolalite)
  • Su dengesi tahminleri

Bu prensipler aşağıdaki stratejileri içerir:

Serum sodyumu
Su toksisitesinin ciddiyetinin değerlendirilmesinde ve tedavi seçiminin belirlenmesinde en önemli parametredir.

Plazma ve idrar osmolalitesi
Tanısal değerlendirmede rutin olarak kullanılmaz ancak tanıya destekleyici bilgi sağlayabilir.

Su alımı ve çıkışı
Belirli bir süre içinde su alımının (input) ve su kayıplarının (output) değerlendirilmesiyle su dengesi tahmin edilebilir. Su kayıpları; idrar ve dışkı ile olan kayıpları içerir.

Vücut ağırlığındaki değişiklikler, standart koşullarda ölçüldüğünde ve karşılaştırma için önceki veriler mevcutsa, su dengesini izlemek için hassas, doğru ve kolay uygulanabilir bir göstergedir

  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK537231/
  • https://www.acilcalisanlari.com/vucut-sivilarina-genel-bakis.html
  • https://www.acilcalisanlari.com/elektrolit-bozukluklari-ekg-degisimleri.html

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu yazınız!
Lütfen isminizi buraya giriniz