Gebelikte Gelişen Fizyolojik Değişiklikler

0
166

İnsan gebeliği obstetrik olarak 40, embriyolojik olarak 38 haftalık bir süreçtir. Obstetrik olarak son adet tarihinin ilk gününden, embriyolojik olarak ise fertilizasyondan sonra başlar. Gebelik süresince anne adayının vücudunda bir dizi fizyolojik değişiklik meydana gelir. Bu değişiklikler, hem anne hem de fetüsün sağlıklı gelişimini desteklemek için gerçekleşir. Kadın vücudu hamilelik sırasında vücuttaki tüm organ sistemlerini içeren büyük değişiklikler geçirir. Bu değişiklikler, hamile olmayan bir kadınınkinden farklı bir fizyolojiyle sonuçlanır. Ayrıca, gebelik gelişimindeki anormallikler hem anne hem de fetüs için daha ileri komplikasyonlara yol açabilir

A-) Gelişim Aşaması Açısından

blank

Obstetrik:

  • İlk 10 hafta: Embiryonik
  • Son 30 hafta: Fetal

Embriyolojik:

  • İlk 8 hafta: Embiryonik
  • Son 30 hafta: Fetal

B-) Gebelik İzlemi Açısından (Obstetrik Olarak)

  • İlk trimester (14 hafta): 0-14 hafta
  • İkinci trimester (13 hafta): 15-27 hafta
  • Üçüncü trimester (13 hafta): 28-40 hafta

C-) Doğum Açısından (Obstetrik Olarak)

  • Gebeliğin ilk yarısı (ilk 20 hafta): Düşük
  • Gebeliğin ikinci yarısı (son 20 hafta): Doğum
    • Erken doğum: 21-37. haftalarda olan doğum
    • Term doğum: 38-41.5 haftalarda olan doğum
    • Postterm doğum: 42 haftadan sonra olan doğum

blank

Adet Döngüsü ve Gebelik Mekanizması

Kadınlarda adet döngüsü 26 ila 35 gün arasında değişir ve ortalama süre 28 gündür. Adet kanaması adet döngüsünün ilk gününde başlar ve en yoğun akış ortalama olarak 2. günde gerçekleşir.

undefined

Adet döngüsünün aşamaları:

1- Foliküler Faz:

    • Başlangıçta, hipofiz bezinden gelen FSH (Folikül Uyarıcı Hormon), birincil yumurtalık folikülünün gelişimini uyarır.
    • Bu folikül östrojen üretimini artırarak rahim zarının (endometriyum) çoğalmasını sağlar.

2- Ovülasyon (Yumurtlama):

    • Östrojen seviyelerindeki dalgalanma, LH (Luteinizan Hormon) seviyesinde artışa neden olur, bu da yumurtlamayı tetikler.
    • Yumurtlama, foliküler fazın sonu ve luteal fazın başlangıcıdır.
    • En yüksek gebe kalma olasılığı, yumurtlamadan bir gün önce foliküler fazda gerçekleşir. Ancak, doğurganlık fazı yumurtlamadan 5 gün öncesi ile yumurtlama günü arasındaki süreyi kapsar.

3- Luteal Faz:

      • Yumurtlamadan sonra, korpus luteum progesteron salgılayarak döllenmiş bir yumurta için endometriyal astarı korur.
      • Menstrüel Kanama: Döllenme gerçekleşmezse veya döllenmiş yumurta endometriyal astara implante olmazsa, korpus luteum dejenere olur, progesteron seviyeleri düşer ve endometriyal astar dökülerek adet döngüsüne yeniden başlanır.

4- Gebelik Durumu:

      • Döllenmiş bir yumurta endometriuma başarılı bir şekilde implante olursa, trofoblast hücreleri sinsityotrofoblast hücrelerine dönüşerek çoğalır ve hCG (İnsan Koryonik Gonadotropini) üretmeye başlar.
      • hCG, korpus luteumun progesteron ve östrojen salgılamasını sürdürerek gebeliğin devamını sağlar.
      • Sinsityotrofoblast, sitotrofoblast ve ekstraembriyonik mezoderm ile birlikte plasentayı oluşturmaya devam eder. Plasentanın birincil amacı, gebeliği sürdürmek ve fetüsün ihtiyaçlarını karşılamaktır. Plasental membran, fetüs ile annenin vücudu arasında besin ve gaz alışverişini sağlar ve fetal solunum, gastrointestinal, endokrin, renal, hepatik ve bağışıklık sistemleri olarak görev yapar.

5-Doğum:

        • Gebelik, fetüsün doğumu ile sona erer. Doğumun başlamasıyla ilgili çeşitli teoriler vardır.
        • Bazı çalışmalar, doğumun progesteronun geri çekilmesi ve rahim duvarının mekanik olarak gerilmesiyle tetiklendiğini göstermektedir.
        • Diğer çalışmalar, prostaglandinler gibi enflamatuar aracıların rahim kasılmalarını başlatmada önemli olduğunu öne sürmektedir.
        • Oksitosin, doğum sırasında kasılmaların sürdürülmesini sağlar

Gebeliğin Doğrulanması

Test Endikasyonları

Doğurganlık çağındaki bir kadında aşağıdaki belirtiler ve semptomlar görüldüğünde gebelik testi yapılması endikedir:

  • Amenore (adet görmeme)
  • Dismenore (ağrılı adet görme)
  • Pelvik ağrı
  • Karın ağrısı
  • Senkop (bayılma)
  • Sersemlik veya baş dönmesi
  • Hipotansiyon (düşük tansiyon)
  • Taşikardi (hızlı kalp atışı)
  • Bulantı veya kusma
  • Vajinal akıntı
  • Üriner semptomlar

hCG Seviyeleri

  • hCG Artışı: Canlı bir intrauterin gebelikte hCG seviyeleri, gebeliğin erken dönemlerinde yaklaşık her 48 saatte bir ikiye katlanır.
  • hCG Zirvesi: Seviyeler gebeliğin 10 ila 12. haftalarında zirve yapar.
  • hCG Sabitlenmesi: 15. haftadan sonra hCG seviyeleri sabit bir duruma düşer.

Ultrason ile Doğrulama

  • Erken Gebelik: Erken gebelik, bir kişinin pelvik ağrı, karın ağrısı veya vajinal kanama ile birlikte pozitif bir gebelik testi olduğunda ultrasonla doğrulanabilir.
  • Gebelik Kesesi: Canlı bir gebeliğin doğrulanması, transvajinal ultrasonda beş haftalık gebelikte veya 1.500 ila 2.000 mIU/mL hCG seviyesinde bir gebelik kesesi görülmesiyle gerçekleşir.
  • Fetal Kalp Hareketi: Fetal kalp hareketi, transvajinal ultrasonda altı haftalık gebelikte veya hCG seviyeleri 5.000 ila 6.000 mIU/mL’ye ulaştığında görülebilir.

Bu bilgiler, gebeliğin doğrulanması için klinik karar verme sürecinde kullanılabilir.

blank

blank

Hücresel Seviye

Döllenme ve Embriyogenez

  1. Döllenme: Bir yumurtanın sperm ile birleşmesiyle başlar. Bu süreç, embriyogenez sürecini tetikler.
  2. Blastosist Oluşumu: Döllenmiş yumurta (zigot) birkaç bölünme geçirerek blastosist aşamasına gelir.

İmplantasyon

  1. İmplantasyon Başlangıcı: Blastosist, maternal endometriyum ile implantasyonu başlatır.
  2. Desidualizasyon: Uterus stroması, embriyoyu barındırmak için desidualizasyona uğrar. Bu süreç, embriyonun hayatta kalmasını destekler ve immünolojik tepkilere karşı bir bariyer görevi görür.
  3. hCG Salgılanması: İmplantasyonun ardından insan koryonik gonadotropini (hCG) salgılanmaya başlar ve gebeliğin devamını sağlar.

Germ Tabakalarının Oluşumu

  1. Üç Germ Tabakası: Blastosist, üç farklı germ tabakası (ektoderm, mezoderm ve endoderm) oluşturma sürecine başlar.
    • Ektoderm: Sinir sistemi ve deri gibi yapılar gelişir.
    • Mezoderm: Kaslar, kemikler ve dolaşım sistemi gibi yapılar gelişir.
    • Endoderm: Sindirim sistemi ve iç organlar gibi yapılar gelişir.

Embriyo ve Organogenez

  1. Embriyo Oluşumu: Germ tabakalarının oluşumu tamamlandıktan sonra blastosist, embriyo haline gelir.
  2. Organogenez: Embriyo, ana organ sistemlerinin çoğunun geliştiği organogenez sürecinden geçer.

Fetüs Dönemi

  1. Embriyodan Fetüse Geçiş: İmplantasyondan 8 hafta sonra veya 10 haftalık gebelik yaşında, embriyo doğuma kadar fetüs olarak adlandırılır.

Bu süreç, hücresel seviyeden başlayarak tüm organ sistemlerinin gelişimine kadar devam eder ve doğumla sonuçlanır.

Gebelik Süresi ve Doğum Kategorileri

Gebelik Süresi

  • İmplantasyondan Doğuma: Döllenmiş yumurtanın implantasyonundan doğuma kadar geçen süre yaklaşık 266 gündür.
  • Son Adet Dönemi: Gebelik tarihi genellikle son adet döneminin ilk gününden itibaren hesaplanır, bu da gebelik süresini ortalama 280 gün (40 hafta) yapar.
  • Gebelik Süresi Ortalama: Bu süre, tüm kadınların yaklaşık yarısının bebeklerini doğurdukları süredir.

Doğum Kategorileri

  • Erken Dönem:
    • 37 0/7 hafta – 38 6/7 hafta: Bu dönemde doğan bebekler erken dönem olarak kabul edilir.
  • Tam Term:
    • 39 0/7 hafta – 40 6/7 hafta: Bu dönemde doğan bebekler tam term olarak adlandırılır.
  • Geç Dönem:
    • 41 0/7 hafta – 41 6/7 hafta: Bu dönemde doğan bebekler geç dönem olarak kabul edilir.
  • Post-Term:
    • 42 0/7 hafta ve sonrası: Bu dönemde doğan bebekler post-term olarak kabul edilir.

Bu kategoriler, gebelik süresine göre bebeklerin doğum zamanlamasını belirlemeye yardımcı olur ve doğumun yönetimi için önemlidir.

Kadın Üreme Sistemi ve Uterin Değişiklikler

Gebelik Süresince Uterus Değişiklikleri

  1. Yapısal Değişiklikler ve Hipertrofi:
    • Gebelik boyunca uterus, fetüsü barındırmak için önemli yapısal değişiklikler ve hücresel hipertrofiye uğrar.
    • Uterus, büyüme sürecini başlatan yüksek östrojen seviyelerinin etkisi altındadır.
  2. Hormonların Rolü:
    • Progesteron: Yüksek progesteron seviyeleri, uterusun gevşemesini sağlayarak kontraktil olmayan pasif bir durumu korur ve plasentanın büyümesini destekler.
    • Östrojen: Özellikle erken gebelik döneminde, östrojen uterusun büyüme sürecini başlatır.
  3. Uterus Büyümesi:
    • Ağırlık ve Hacim Artışı: Uterus, yaklaşık 70 gramdan 1100 grama çıkar ve hacim kapasitesi 10 mL’den 5 litreye yükselir.
    • 12.-16. Haftalar: Alt uterus korpusu açılarak uterusun daha küresel hale gelmesini sağlar ve amniyotik kesenin genişlemesine yer açar.
    • 20. Hafta ve Sonrası: Fetal büyüme hızının artmasıyla birlikte, uterus hızla uzar ve duvarları incelir. Uzunlamasına çap, sol-sağ ve ön-arka çaplardan daha hızlı büyür.
    • 20-32. Haftalar: Uterusun maksimum uzama hızı bu dönemde gerçekleşir.
    • 28. Hafta: Maksimum fetal büyüme hızı gerçekleşir. Bu dönemde uterus dokusu büyümesi yavaşlar, ancak hızla gerilmeye ve incelmeye devam eder.
  4. Doğum Sonrası Uterus:
    • Postpartum Dönem: Doğumdan sonraki birkaç hafta içinde uterus, gebelik öncesi yapısına geri döner.

Bu değişiklikler, gebelik boyunca fetüsün sağlıklı bir şekilde büyümesini ve doğumun gerçekleşmesini sağlamak için gereklidir.

Gebelikte Kardiyovasküler Değişiklikler

Kalp Debisi

  • Artış: Hamilelik sırasında kalp debisi %30 ila 60 oranında artar. Bu artışın büyük kısmı ilk üç aylık dönemde meydana gelir.
  • Maksimum Seviyeye Ulaşma: Kalp debisi 20 ila 24. haftalar arasında maksimum seviyeye ulaşır ve doğuma kadar korunur.
  • Atım Hacmi: Başlangıçta kalp debisindeki artış, atım hacmindeki artıştan kaynaklanır. Üçüncü trimesterin sonuna doğru atım hacmi azaldıkça, kalp hızındaki artış artan kalp debisini korumak için etki eder.

Sistemik Vasküler Direnç ve Kan Basıncı

  • Sistemik Vasküler Direnç: Hamilelik sırasında sistemik vasküler direnç azalır.
  • Arteriyel Kan Basıncı: Bu düşüş, arteriyel kan basıncının düşmesine neden olur:
    • Sistolik Kan Basıncı: Yaklaşık 5 ila 10 mm Hg azalır.
    • Diyastolik Kan Basıncı: Yaklaşık 10 ila 15 mm Hg azalır.
  • En Düşük Nokta: Bu düşüş 24. haftada en düşük noktasına ulaşır ve bu noktadan sonra yavaş yavaş gebelik öncesi seviyelere döner.

Progesteronun Rolü

  • Düz Kas Gevşemesi: Progesteron, düz kas gevşemesine yol açarak vasküler direnci azaltır.
  • Vasküler Direncin Azalması: Vasküler direncin azalması, arteriyel kan basıncındaki düşüşe katkıda bulunur.

Bu kardiyovasküler değişiklikler, fetüsün sağlıklı bir şekilde gelişmesini desteklemek ve doğuma kadar anne adayının vücut fonksiyonlarını korumak için gereklidir.

Gebelikte Pulmoner Değişiklikler

Diyafram ve Akciğer Kapasitesi

  • Diyaframın Yükselmesi: Gebelik sırasında diyafram yükselir.
  • Total Akciğer Kapasitesi (TLC): Diyaframın yükselmesi, TLC’de %5’lik bir azalmaya neden olur.

Tidal Hacim ve Ventilasyon

  • Tidal Hacim (TV): TV %30 ila 40 oranında artar.
  • Ekspiratuar Rezerv Hacmi: TV’nin artışı, ekspiratuar rezerv hacminde %20 oranında azalmaya yol açar.
  • Dakika Ventilasyonu: TV’nin artışı nedeniyle, sabit bir solunum hızı korunurken dakika ventilasyonu %30 ila 40 oranında artar.

Gaz Değişimi ve Kan Gazları

  • Artmış PAO2 ve PaO2: Dakika ventilasyonundaki artış, alveolar (PAO2) ve arteriyel (PaO2) oksijen parsiyel basınç seviyelerinde artışa neden olur.
  • Azalmış PACO2 ve PaCO2: Aynı artış, alveolar (PACO2) ve arteriyel (PaCO2) karbondioksit parsiyel basınç seviyelerinde azalmaya yol açar.
    • PaCO2: Gebelik öncesi 40 mm Hg seviyesinden 20. haftaya kadar 30 mm Hg’ye düşer.
    • CO2 Gradyanı: PaCO2’deki bu düşüş, fetüs ile anne arasında artmış bir CO2 gradyanı yaratarak fetüste oksijen iletimini ve karbondioksit giderimini artırır.

Progesteronun Rolü

  • Progesteron ve Solunum Sistemi: Yüksek progesteron seviyeleri, solunum sisteminin CO2’ye karşı duyarlılığını artırır ve CO2 gradyanını oluşturur.

Metabolik Değişiklikler

  • Metabolik Hız: Gebelik sırasında metabolik hız %15 oranında artar.
  • Oksijen Tüketimi: Oksijen tüketimi %20 oranında artar.

Gebelik Dispnesi

  • Dispne Prevalansı: Azalmış PaCO2 seviyeleri, artmış tidal hacim ve azalmış total akciğer kapasitesi bir araya gelerek gebe hastaların yaklaşık %60 ila %70’inde gebelik dispnesine neden olur.
    • Dispne Tanımı: Bu his, hipoksi olmaksızın subjektif bir nefessizlik hissidir.
    • Görülme Zamanı: En sık üçüncü trimesterde görülür ancak herhangi bir zamanda da başlayabilir.

Bu pulmoner değişiklikler, fetüsün gelişimini desteklemek ve annenin artan metabolik ihtiyaçlarını karşılamak için gebelik sırasında meydana gelir.

Gebelikte Gastrointestinal Değişiklikler

Hormonal Etkiler ve Semptomlar

  • Hormonal Değişiklikler:
    • Östrojen, Progesteron, ve hCG: Yüksek seviyeleri, genellikle sabah bulantısı olarak adlandırılan bulantı ve kusmaya neden olur.
    • Hipoglisemi: Mide bulantısının ek bir nedeni olabilir.

Sabah Bulantısı

  • Prevalans: Sabah bulantıları hamileliklerin %70’inden fazlasında görülür.
  • Zamanlaması: Günün herhangi bir saatinde ortaya çıkabilir.
  • Düzelme Zamanı: Tipik olarak 14 ila 16. haftalarda düzelir.
  • Devam Eden Durumlar: Hamile hastaların yaklaşık %10-20’sinde 20. haftadan sonra da devam edebilir.

Hiperemezis Gravidarum

  • Tanım: Bulantı ve kusma ketozise ve gebelik öncesi kilonun %5’ine eşit veya daha fazla kilo kaybına yol açacak kadar şiddetliyse bu durum hiperemezis gravidarum olarak adlandırılır.
  • Tedavi: Hiperemezis gravidarum hastalarında intravenöz sıvı ve vitamin replasmanı gerekli olabilir.

Bu gastrointestinal değişiklikler, gebelik sırasında anne adayının hormonal seviyelerindeki değişikliklerden kaynaklanır ve genellikle sabah bulantısı olarak kendini gösterir. Hiperemezis gravidarum gibi ciddi durumlar, ek tedavi gerektirebilir. daha fazla bilgiye buradan erişebilirsiniz.

blank

Hormonal Etkiler ve Semptomlar

  1. Progesteronun Rolü:
    • Düz Kas Gevşemesi: Yüksek progesteron seviyeleri düz kas gevşemesine neden olur.
  2. Mide Boşalması ve Reflü:
    • Mide Boşalma Süresi: Progesteron nedeniyle mide boşalma süresi uzar.
    • Gastroözofageal Reflü:
      • Gastroözofageal Sfinkter Tonusu: Progesteron, gastroözofageal sfinkter tonusunun azalmasına yol açar.
      • Midenin Yer Değiştirmesi: Midenin yukarı doğru yer değiştirmesi ile birleştiğinde, bu durum sıklıkla reflüye neden olur.
  3. Bağırsak Hareketliliği ve Kabızlık:
    • Kalın Bağırsakta Hareketlilik: Progesteron, kalın bağırsakta hareketliliğin azalmasına neden olur.
    • Su Emilimi: Hareketliliğin azalması su emiliminin artmasına yol açar.
    • Kabızlık: Bu süreç, kabızlığa neden olur.

Bu değişiklikler, gebelik sırasında progesteron hormonunun artması sonucu meydana gelir ve anne adaylarının gastrointestinal sisteminde çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir.

Gebelikte Renal Değişiklikler

Renin-Anjiyotensin-Aldosteron Sistemi

  • Aktivasyon: Gebeliğin erken dönemlerinde renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi aktive olur.
  • Sodyum Geri Emilimi: Aktivasyon sonucunda sodyum geri emilimi artar.

Glomerüler Filtrasyon Hızı (GFR)

  • Artış: GFR %50 oranında artar ve bu artış doğuma kadar devam eder.
  • Plazma Sodyum Seviyeleri: Artmış GFR, sodyum plazma seviyelerini korur.

Anjiyotensin II Direnci

  • Progesteron ve Prostasiklin: Artan progesteron ve prostasiklin, anjiyotensin I reseptör modifikasyonu ile birlikte anjiyotensin II’ye karşı göreceli bir dirence yol açar.
  • Vazodilatasyon: Bu durum, anjiyotensinin vazokonstriktif etkisini dengeleyerek renal arterlerin vazodilatasyonuna izin verir.

Renal Kan Akışı ve Vazodilatasyon

  • Renal Vazodilatasyon: Renal vazodilatasyon nedeniyle hem GFR hem de renal plazma akışı artar.
  • Glomerüler Hidrostatik Basınç: Sistemik vasküler dirençteki azalma, afferent ve efferent arteriyollerin vasküler dirençte azalma yaşamasına neden olur, böylece glomerüler hidrostatik basınç korunur.
  • Böbrek Boyutu: Artan böbrek kan akışı böbrek boyutunda bir artışa neden olur.

Üreteral Tonus ve Peristaltizm

  • Progesteron Etkisi: Progesteron, üreteral tonusu, peristaltizmi ve kasılma basıncını azaltarak üreterleri genişletir.

Metabolik Atıkların Atılımı

  • Kan Üre Nitrojen ve Kreatinin: GFR’deki artış, kan üre nitrojenini ve kreatinini %25 oranında azaltır.
  • Protein Atılımı: Yükselmiş GFR, artmış glomerüler kapiller geçirgenlik ile birleştiğinde, proteinin fraksiyonel atılımının 300 mg/gün’e kadar artmasına neden olur.
  • Glikoz ve Üre Atılımı: Hem glikoz hem de ürenin daha az etkili tübüler geri emilimi, atılım oranlarının artmasına yol açar.

Bu renal değişiklikler, gebelik sırasında anne adayının böbrek fonksiyonlarını ve metabolik atıkların atılımını etkileyerek, fetüsün gelişimini destekleyen fizyolojik adaptasyonları yansıtır.

Gebelikte Hematolojik Değişiklikler

Eritrosit ve Plazma Hacmi

  • Eritrosit Hacmi: RBC (eritrosit) hacmi %20 ila %30 oranında artar.
  • Plazma Hacmi: Plazma hacmi %45 ila %55 oranında artar.
  • Dilüsyonel Anemi: Orantısız plazma hacmi artışı, hematokritin azalmasına neden olur ve dilüsyonel anemiye yol açar.

Beyaz Kan Hücreleri (WBC)

  • Artış: WBC sayısı gebelikte 6 ila 16 milyon/mL’ye yükselir.
  • Doğum ve Doğum Sonrası: Doğum sırasında ve doğumdan kısa bir süre sonra WBC sayısı 20 milyon/mL’ye kadar çıkabilir.

Trombositler

  • Konsantrasyon: Artan plazma hacmi nedeniyle trombosit konsantrasyonu hafifçe azalır ancak genellikle normal sınırlar içinde kalır.
  • Düşük Trombosit Seviyeleri: Kadınların küçük bir kısmında (%5 ila 10) trombosit seviyeleri 100 ila 150 milyar/L arasında olabilir, bu durum patoloji göstermeyen bir varyasyon olabilir.

Koagülasyon Faktörleri

  • Artış: Fibrinojen ve koagülasyon faktörleri (faktör VII – X) seviyeleri artar.
  • Pıhtılaşma ve Kanama Süreleri: Pıhtılaşma ve kanama süreleri genellikle değişmeden kalır.

Tromboembolik Olaylar

  • Artan Risk: Artmış venöz staz ve hasarlı damar endoteli nedeniyle gebelik sırasında tromboembolik olayların oranı artar.
  • Risk Süresi: Tromboembolik olay riskindeki artış ilk trimesterde başlar ve doğumdan sonra en az 12 hafta devam eder.

Bu hematolojik değişiklikler, gebeliğin fizyolojik gereksinimlerini karşılamak için kan hacmi ve koagülasyon sistemindeki adaptasyonları yansıtır. Tromboembolik olay riski, bu değişikliklerin bir sonucudur ve dikkatli izleme gerektirir.

blank

Gebelikte Kas-İskelet Sistemi ve Dermatolojik Değişiklikler

Kas-İskelet Sistemi

  1. Ağırlık Merkezi Kayması:
    • Lordoz Artışı: Ağırlık merkezindeki kayma belde lordozun artmasına neden olur.
    • Boyun Fleksiyonu: Boyunda fleksiyon artar.
    • Bel Gerginliği: Duruş değişiklikleri, gebelik ilerledikçe kötüleşen bel gerginliğine yol açabilir.
  2. Eklem Hareketliliği:
    • Sakroiliak Eklemler ve Pubik Simfiz: Bu eklemlerde artan hareketlilik ve genişleme meydana gelir.
    • Lomber Omurga: Lomber omurgada eklem gevşekliği görülür.
  3. Karpal Tünel Sendromu:
    • Median Sinir Sıkışması: Karpal tünel sendromu, median sinirin sıkışmasına bağlı olarak gebelikte sık görülen bir durumdur.

Dermatolojik Değişiklikler

  1. Östrojen Etkileri:
    • Örümcek Anjiyomatası: Artmış östrojen seviyeleri örümcek anjiyomatası ile sonuçlanabilir.
    • Palmar Eritem: Östrojen düzeylerindeki artış palmar eriteme yol açabilir.
  2. Pigmentasyon Değişiklikleri:
    • Hipergpigmentasyon: Yüksek melanosit uyarıcı hormonlar ve steroid hormonlar, yüz, meme uçları, perine, karın çizgisi ve göbekte hiperpigmentasyona neden olabilir.

Bu değişiklikler, gebeliğin kas-iskelet ve deri üzerindeki etkilerini yansıtır ve çeşitli fiziksel rahatsızlıklara yol açabilir. Bu semptomlar, gebelik süresince dikkatle izlenmeli ve gerektiğinde uygun yönetim stratejileri uygulanmalıdır.

Gebelikte Metabolizma Değişiklikleri

Plasental Laktojen ve Lipid Metabolizması

  1. İnsan Plasental Laktojeni (hPL):
    • Besin Sağlama: Plasenta, fetüse besin sağlamak için hPL üretir.
    • Lipoliz: hPL, serbest yağ asitlerini artırmak amacıyla lipolizi teşvik eder.
    • Diyabetojenik Durum: hPL, insülin antagonisti olarak hareket eder ve bu durum insülin seviyelerinde artış ve pankreatik beta hücrelerinin hiperplazisini teşvik eder.
  2. İnsülin Duyarlılığı:
    • Erken Dönem: Gebeliğin erken döneminde maternal insülin duyarlılığı artar.
    • İkinci ve Üçüncü Trimester: İkinci ve üçüncü trimesterlerde insülin direnci gelişir.
  3. Lipid Profili:
    • Total Kolesterol ve Trigliseritler: Gebelik sırasında total serum kolesterol ve trigliserit seviyeleri artar. LDL kolesterol termde %50 artış gösterir.
    • HDL Kolesterol: İlk yarıda artar, üçüncü trimesterde düşer ancak gebe olmayan seviyelerin üzerinde kalır.
    • Trigliseritlerin Artışı: Fetüs için glikoz sağlamak ve annenin enerjisini korumak amacıyla gereklidir. Artan LDL seviyeleri plasental steroidogenez için önemlidir.

Beslenme ve Kalori Gereksinimleri

  1. Protein:
    • Artış: Gebelikte protein ihtiyacı 60 g/gün’den 70 ila 75 g/gün’e çıkar. Amino asitler fetüse taşınır.
  2. Demir, Kalsiyum ve Vitaminler:
    • Demir ve Kalsiyum: Artan gereksinimler bulunur. Kalsiyum ihtiyacı, fetüsün 30 g/gün kalsiyum gereksinimi nedeniyle 1,5 g/gün’e yükselir.
    • Folat ve Diğer Vitaminler: Folat ve diğer vitamin ve minerallerin gereksinimleri artar.

Bu metabolik değişiklikler, fetüsün optimal büyüme ve gelişimini desteklemek için annenin enerji ve besin gereksinimlerinde önemli değişiklikler sağlar. Ayrıca, bu değişiklikler gebelik süresince dikkate alınarak uygun beslenme stratejileri ve takip gerektirir.

blank

Hamilelik sırasında meydana gelen değişiklikleri anlamak, hamile hastaların doğru yönetimi için kritik öneme sahiptir. Hasta için fiziksel, zihinsel ve duygusal zorlanma yaratabilecek birçok fiziksel değişiklikle karşılaşırlar. Bakım sağlarken bu değişikliklere duyarlı kalmak çok önemlidir.

Şefkatli bakım sağlamaya duyarlı kalmanın yanı sıra, gebeliğin fizyolojik değişikliklerini bilmek, gebe bir hastada belirgin bir patolojinin gerçekten patolojik mi yoksa normal bir bulgu mu olduğunu belirlerken çok önemlidir. Hormonlardaki ve organ işleyişindeki değişiklikler nedeniyle gebelikte birçok laboratuvar değeri sınırı ayarlanır. Hipotansiyon ve taşikardi hamilelik boyunca daha yaygın hale gelir ve hamile bir travma hastasının tedavisinde dikkatli olunmasını gerektirir.

Genel olarak, gebelik fizyolojisini anlamak, sadece kadın doğum uzmanlarının değil tüm sağlık personelinin mümkün olan en iyi bakımı sağlamasına olanak tanır.

blank

  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK559304/
  • 2010 American Heart Association guidelines for cardiopulmonary resuscitation and emergency cardiovascular care Circulation, 122 (18 Suppl. 3) (2010), pp. S829–S861.

blank

Gebelerde Travma Yönetimi

 

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu yazınız!
Lütfen isminizi buraya giriniz